Eğitim Sen: Darbe bahane edilerek muhaliflere saldırılıyor
ANKARA (DİHA) - Darbe girişiminin ardından kamuda başlayan "açığa alma" dalgası kapsamında yüzlerce üyesi işten atılan Eğitim Sen, esas olarak muhaliflerin hedef alındığına işaret ederek duruma tepki gösterdi. Eğitim Sen Genel Başkanı Kâmuran Karaca, üyelerinin cemaatle yan yana anılmasını kabul etmediklerini belirterek, üyelerinin görevlerine derhal iade edilmesini istedi.
Eğitim Sen, AKP hükümetinin darbe girişimi sonrasında kamuda yürüttüğü "cadı avı" ve "açığa alma" operasyonlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Sendika Genel Merkezin de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kâmuran Karaca, operasyonların muhaliflere döndüğünü söyledi. Eğitim Sen Genel Mali Sekreter Mesut Fırat, Genel Örgütlenme ve Yükseköğretim Sekreteri İsmail Sağdıç ve Merkez Kadın Sekreteri Ebru Yiğit'in de katıldığı toplantıda konuşan Karaca, kendi üyelerinin darbeciler ve Gülen cemaati ile ilişkilendirilmesini kabul etmediklerini belirterek, OHAL sürecinin "cadı avı"na dönüştürüldüğünü dile getirdi.
'Açığa alma dalgası muhalifleri hedef alıyor'
15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuda başlayan "açığa alma" dalgasının muhalif kesimleri hedef almaya başladığına dikkat çeken Karaca, sadece kendi sendikalarına üye olan 136 kişinin görevden alındığı bilgisini paylaştı. Karaca, "Milli Eğitim bünyesinde görev yapan ve açığa alınan üye sayımız 127'dir. 9 akademisyen üyemiz de görev yaptıkları üniversitelerin yönetimlerince açığa alınmıştır. 9 akademisyenden 4'ü, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisini imzaladıkları için cezalandırılmak istenmiştir" şeklinde konuştu.
'Üyelerimizin örgütle yan yana anılması kabul edilemez'
Eğitim Sen'in bugüne kadar defalarca Fethullah Gülen'in bulunduğu yapılanmanın her türlü saldırısına maruz kaldığını hatırlatan Karaca, üyelerinin cemaatle ilişkilendirilmesine de "Sınavlardaki kopya skandallarından, kadrolaşmaya; yargının ve medyanın ele geçirilmesine karşı, her alanda mücadelesini ortaya koymuş bir sendikayız. Hal böyleyken, üyelerimizin ve sendikamızın adının bu örgütle yan yana anılır olması kabul edilemez bir durumdur" sözleriyle tepki gösterdi.
'Hukuka uygun, somut ve ikna edici delil bulunmalı'
Mevcut sürecin hukuksuz şekilde ilerlemesinden endişeli olduklarını dile getiren, Karaca taleplerini şu şekilde sıraladı:
* Gözaltına alınan ve görevden uzaklaştırılan üyelerimiz başta olmak üzere, hakkında darbecileri ve darbeyi desteklediğine dair hukuka uygun, somut ve ikna edici delil bulunmayan tüm emekçilerinin mağduriyetine son verilmesini, görevlerine dönmelerinin sağlanmasını talep ediyoruz.
* Mersin Üniversitesi Rektörü'nün keyfi, siyasi ve hukuksuz işlemlerle barış talebinde bulunan 8 üyemizi işten atmasını asla kabullenmeyeceğimizin, üyelerimiz görevlerine dönene kadar bu sürecin peşini bırakmayacağımızın özellikle bilinmesini istiyoruz.
* Barış talebinin demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisine imza atan akademisyenler hakkında yürütülen idari soruşturmaların düşürülmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
Açığa alınan eğitim emekçilerinin yerlerine sözleşmeli öğretmenlerin atanmasını kabul etmeyeceklerini kaydeden Karaca, "Açığa alınan eğitim emekçileri nedeniyle oluşan boşluk, sözleşmeli istihdamla doldurulmamalıdır" dedi.
'MEB süreci fırsat olarak görmüştür'
"İleride oluşabilecek çeşitli mağduriyetlerin de hükümet tarafından başka bir fırsatçılıkla ele alındığı" yönünde uyarıda bulunan Karaca, şöyle devam etti: "Açıkça ifade etmek gerekirse MEB, on binlerce öğretmenin açığa alınmasını, sözleşmeli öğretmen istihdamını yerleştirmek için bir fırsat olarak görmüştür. Ayrıca bu durum, 'açığa alınan' binlerce öğretmen için yargısız infaz anlamını taşımakta ve bu kişilerin mesleğine geri dönemeyeceği ön kabulüne yaslanmaktadır."
(as- sg/kk)